Derleyen: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr – Takvimler 1930’u gösterdiğinde henüz taze kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’nde bir kadının şoför olması pek de beklenen, karşışılan bir durum değildi. 18 yaşındaki Muammer Hanım adlı genç bir kadın taksi şoförü olmak üzere İstanbul Belediyesi’ne başvurmak isteyince gazete manşetlerini süsledi.
EĞİTİMİNİ BİRİNCİLİKLE TAMAMLADI
O yıllarda kimse bir kadının taksi şoförü olabileceğini düşünmüyordu. Muammer Hanım’ın taksi şoförü olmak istediğini duyan erkek şoförler onun hakkında ‘Patlayan lastiği bile değiştiremez’ diyordu. Tüm bunlara rağmen genç Muammer kulaklarını eleştirilere kapadı ve belediyeye taksi şoförü olmak için başvurdu. Üstelik taksi şoförü olan tek bir kadın dahi yokken. Öyle ki dönemin Akşam gazetesi, İstanbul’da hususi otomobil kullanan amatör kadınlara nadir olarak tesadüf edildiğini ama kadınların taksilerde şoför olarak çalışmadığını yazmıştı. ‘Bir hanım şoför olacak’ başlıklarıyla gazete manşetlerini süsleyen Muammer Hanım, Avusturya Lisesi mezunuydu. O dönemlerde kadınlardan beklenen şeylerle de pek ilgilenmiyordu. Öğrencilik yılları boyunca sporla meşgul olmuş, atletizmle uğraşmış, okullar arası bisiklet şampiyonalarında şampiyonluklar elde etmişti.
Mezun olduktan sonra Taksim’deki Fikri Tevfik Şoför ve Makinist Mektebi’ndeki 4 aylık şoförlük eğitimini de birinci olarak tamamlamıştı. Üstelik o yıllarda taksi şoförü olmak hiç de kolay değildi. Şoför olmak isteyen adaylar belediyeye sabıka kaydı, sağlık raporu, mahalle ihtiyar heyetinden alınmış iyi hal kağıdı getiriyor akabinde yazılı ve sözlü sınava giriyorlardı. Bu sınavları geçtikten sonra direksiyon sınavından da geçmek gerekiyordu.
‘LASTİĞİ PATLASA DEĞİŞTİREMEZ’
Muammer Hanım bütün bu aşamaları geçip 15 Ocak’ta belgesini aldı ve Türkiye’nin ilk kadın taksi şoförü oldu. Ona yöneltilen eleştirilere kulak asmıyor bununla birlikte erkek taksi şoförlerinin müşterilere kaba davrandığını, fiyatlarda hile yaptığını, sarhoş araç kullanıp kaza yaptıklarını söylüyor bu neden müşterilerin kendisini tercih edeceğini belirtiyordu.
Muammer Hanım’ın bu sözleri şoför esnafını iyice kışkırtıyor, her defasında sert eleştiriler almasına sebep oluyordu. Muammer Hanım’ın rencide edici beyanatlarda bulunduğunu öne süren taksi şoförleri gazete gazete dolaşıp Muammer Hanım’a karşı açıklamalar yaptılar. İfadelerine göre İstanbul’daki hiçbir taksi şoförü müşterilerine kaba davranmıyor, fiyatlarda hile yapmıyor ve sarhoş araç kullanmıyordu. Muammer Hanım’ı yaptığı genellemelerden dolayı kınayan, evine ekmek götürme derdinde olan taksicileri de hedef aldığını söyleyen erkek taksi şoförleri sert eleştirilerine devam etti. Yaptıkları açıklamalar ise şöyle oldu:
“Muammer Hanım lastiği patlasa değiştiremez. Gece 3’te sarhoş biri Bakırköy’e gitmek istese götüremez. Hem kadınların sinirleri zayıftır. Şoförlük mesleği bunu kaldırmaz.”
Ancak ne yaparlarsa yapsınlar Muammer Hanım bütün bu eleştirilere kulak tıkıyordu. Uzun uzun açıklamalar da yapmadı. Üstelik Muammer Hanım’a göre lastik değiştirmek erkeklerin iddia ettiği kadar da zor değildi ve bunu rahatlıkla öğrenmişti. Gündüzleri çalışmayı tercih ediyordu, bu sebeple sarhoş müşterilerden de endişe etmiyordu. Kim ne derse desin Muammer Hanım İstanbul sokaklarında direksiyon sallamaya devam etti.
ERKEK ŞOFÖRLER BİRİNCİLİĞE İTİRAZ ETTİ AMA OLMADI
O dönemlerde şoförlüğe merak salmış tek kadın Muammer Hanım değildi. Türkiye’nin ilk kadın otomobil yarışçısı ve şampiyonu olan Sâmiye Cahid Morkaya da Cumhuriyet tarihine adını kazımış kadınlardan biriydi. Pangaltı Amerikan Garajı’ndan ehliyet almış ve ilk ehliyetli kadın sürücü unvanını kazanmıştı. O yıllarda ilk olarak arabaların dayanıklık seviyesini ölçen yarışlar yerine Turing Kulüp tarafından daha farklı formatlara sahip yarışlar düzenleniyordu. Sâmiye Cahid Morkaya da Turing Kulüp’ün düzenlediği yarışlara katılarak 1930’lu yıllarda bu yarışlara katılan tek kadın sürücü oldu.
1930 ve 1931 yıllarında üst üste düzenlenen yarışlarda dereceye girdi. İlk şampiyonluğunu ise 1932’de İstinye – Zincirlikuyu arasındaki 9,5 kilometrelik parkurda düzenlenmiş olan ralliyi kazanarak elde etmişti. Bu birincilikle ilk kadın şampiyon otomobil yarışçısı unvanına da sahip oldu. Morkaya’nın ilk şampiyonluğuna, yarışmaya katılan erkekler ‘yarışma kurallarında kadınların da yarışa katılabilmesini öngören bir madde olmamasını’ gerekçe göstererek itiraz etmişlerdi. İtirazlar sonucunda görülen mahkemede Sultanahmet Sulh Mahkemesi, yarış şampiyonunun Morkaya olduğunu belirterek itirazları reddetti. Cahid Morkaya, 1972 yılında 75 yaşında hayata veda edene kadar arabaları ve araba kullanmayı sevmekten vazgeçmemiş ve son nefesine kadar araba kullanmaya devam etmişti.