Palau‘nun Cumhurbaşkanı Surangel Whipps, Associated Press (AP) haber ajansına yaptığı açıklamada, 2020’de şu anki görevine adaylığını koyarken, komşu ülkedeki Çin büyükelçisinin, Tayvan tutumundan vazgeçmeleri halinde turizme bağımlı 20 bin nüfuslu Palau’yu bir milyon ziyaretçiyle doldurma sözü verdiğini söyledi.
Whipps, Çin’in bu tutumunun devam ettiğini dile getirerek, “Diyorlar ki, neden kendinize işkence ediyorsunuz? Sadece bize katılın ve gökyüzü sınırsız olsun.” ifadelerini kullandı.
Bu durumu reddettiğini vurgulayan Whipps, “Bir milyon turiste ihtiyacımız yok. Mesele her zaman ne kadar para kazanacağımız değil.” dedi.
Whipps, “Biz, her zaman herkesin dostu, kimsenin düşmanı olmamamız gerektiğine inandık. Tayvan ile olan ilişkimiz hiç kimse tarafından sorgulanmamalı.” şeklinde konuştu.
Palau’nun yüzde 80’i deniz koruma alanı olan bakir suları için daha fazla güvenlik çağrısında da bulunan Whipps, göreve geldiği 2020’den bu yana 4 Çin gemisinin izinsiz olarak deniz sınırlarına girdiğini söyledi.
Çin’den Palau’ya karşı adımlar
Mayıs 2024’te Palau’da bir siber saldırı ile 20 bin hükümet belgesi çalındı. Whipps, bu konuyla ilgili Çin’i sorumlu tutarak, Pekin’i suçladı.
Mayıs başlarında Palau turizm sektörü temsilcilerinin kazançlı bir uluslararası sektör konferansı için Çin’in Makao Özel İdari Bölgesi girişlerine vize verilmedi.
Ardından haziranda Çin devlet medyasında ve resmi bir WeChat kanalında, Palau’ya gelen Çinli ziyaretçilerin güvenlik sorunlarının arttığı konusunda turistleri uyaran haberler yayınlandı. Bu açıklamalarda Çin vatandaşları Palau’ya seyahat ederken dikkatli olmaya çağrılıyordu.
Whipps ise o dönem yaptığı açıklamalarda, güvenlik sorunlarına ilişkin haberleri reddetti.
Bununla birlikte en önemli geçim kaynağı turizm olan Palau’ya Çin’den gelen ziyaretçi sayısı 2024’te yarı yarıya azaldı. Bir zamanlar Palau’yu ziyaret edenlerin yüzde 70’i Çin’den geliyordu. Ancak Pekin’in 2017’de vatandaşlarının ziyaretini gayriresmi olarak engellemesinin ardından Palau, turist pazarını çeşitlendirmeye çalıştı.
3 Pasifik ülkesi, Tayvan’ı bağımsız demokrasi olarak tanıyor
Palau, Tuvalu ve Marshall Adaları ile birlikte Tayvan’ı bağımsız bir demokrasi olarak tanıyan üç Pasifik ülkesinden biri.
Bu durum Tayvan’ın Çin’in bir parçası olduğunu iddia eden Pekin tarafından bir aşağılama olarak görülüyor.
Analistler, deniz sınırları üzerindeki tartışmaların, kaynaklar ve siyasi nüfuz üzerindeki çatışmaların yoğunlaştığı bir ortamda, Pekin’in bu üç ülke üzerindeki baskısının arttığını belirtiyor.
Lowy Enstitüsü Pasifik Adaları Programı Direktörü Mihai Sora, “Tayvan’ın Pasifik’teki diplomatik müttefiklerinin sayısı azaldıkça, Çin’in bölgesel diplomasisinin önündeki engeller de azalıyor.” dedi.
Sora, Çin’in Palau’nun uzlaşmazlığına yönelik cezalarının yeni olmadığını, ancak Whipps’in bir dönem daha liderlik arayışında olacağı Kasım 2024’teki seçimler öncesinde bu cezaların arttığını söyledi.
Sora, “Palau kendisini gelir için Çinli turistlere bağımlı bir konumda buldu. Bu, Çin’in kolayca açıp kapatabileceği bir musluk ve öyle de yapıyor.” diye konuştu.
ABD ile anlaşma ve turizm pazarını çeşitlendirme
Ancak Palau’ya destek başka çevrelerden de geliyor. Çoğu Pasifik ülkesinin aksine, 1994’ten beri bağımsız bir cumhuriyet olan Palau, serbest ortaklık anlaşması çerçevesinde ABD ile yakın bağlara sahip.
Washington, Palau’ya yardım ve savunma desteği sağlıyor ve Palau vatandaşlarına ABD’de yaşayabilme ve çalışma fırsatı veriyor.
Öte yandan Palau, turizm pazarını, Avustralya, Tayvan ve Japonya ile çeşitlendirmeye de çalışıyor. Mayıs 2024’te Avustralya’nın Brisbane şehri ile Palau arasında aktarmasız hava yolu hattı açıldı.